Sahibinden Satılık Renault Fluence 1.5 dCi Dynamique

SATILDI
Araç Renault'un en full modelidir ( privilage ve dinamik modellerinin donanımı aynıdır).
2013 OCAK trafiğe çıkışlı. Muayenesi yeni yapıldı ( Kasım 2015) Değişen yok, sadece 2 parçada boya var ( sol ön çamurluk, sağ arka çamurluk) - HASAR KAYDI YOK - 110 hp modelidir 105'lik modelle karıştırmayın. -garantisi yıl sonuna kadar devam ediyor - bakımları YETKİLİ SERVİS tarafından düzenli yapılmış masrafsız - anahtarsız çalıştırma, kararan dikiz, katlanır ısıtmalı ayna,park sensörü, 6 vites ,tam otomatik çift bölgeli klima,arka camlarda perde ..... Daha birçok özellik,          İrtibat: 0533 652 09 03







- - -
 Sahibinden Satılık Renault Fluence 1.5 dCi Dynamique
  • Marka: Renault 
  • Seri: Fluence  
  • Model: 1.5 dCi Dynamique  
  • Yıl: 2012 
  • Yakıt: Dizel 
  • Vites: Manuel 
  • Km: 40.000 
  • Kasa Tipi: Sedan 
  • Motor Hacmi: 1461 cc 
  • Motor Gücü: 110 hp 
  • Renk: Gri 
  • Garanti: Evet 
  • Plaka / Uyruk: Türkiye (TR) Plakalı 
  • Takas : Hayır  
  • Durumu:  İkinci el
  • Fiyat :  48.000
  • İletişim : Bahattin Dedeoğlu 
  • GSM:  0533 652 09 03

Hem 7 Kişilik Hem Sport Land Rover Discovery

Eminim Land Rover'ı 7 kişilik hiç düşünmemiştiniz. Hayaller gerçek oluyor 2015 yılı içerisinde 7 koltuklu Land Rover Discovery yollarda olacak. Aracın prototip resimleri yayınlandı. Ayrıca öğrendiğimize göre, halihazırda aracın imalat süreçleri ve test sürüşleri devam ediyor. Konu ile ilgili daha detaylı bilgilere ve resimlere şuradaki adresten ulaşabilirsiniz. Araç ile ilgili detaylı bir yazı yazacağım mutlaka hele bir yollarda görelim bakalım.


Basın açıklamasından alıntı;
Land Rover has dropped the biggest hint yet towards the design of Discovery Sport, with a new camouflage wrap that gives a peek into the interior packaging, highlighted by the future compact SUV's 5+2 available seating.

Ayrıca aracı yakından takip etmek istiyorum derseniz Twitter'da  #readytodiscover hastagı ile takip edebilirsiniz. 

7 Koltuklu Yeni Chevrolet Captiva

İlki 2007’de çıkan ve SUV segmentinde iyi yerlere gelen Captiva artık daha Amerikan, kaslı bir yapıya sahip ve yepyeni görünümüyle yollarda. 2Lt dizel 163 beygirlik motor 400nm torku ile önemli bir avantaja sahip.

Bu motor aynı zamanda yeni cruiselerdekiler ile aynı. Araç eskiye oranla büyümüş ve 7 kişilik olmuş. 2 paket olarak gelen araç otomomatik vites olarak da sunuluyor. Ancak eski kasasında 4x4 özelliği olmasına karşın yeni kasında 4x4 özellik bulunmuyor.

Tüm yeni Captiva’lar önden çekişli. 2.2litre ve 4x4 modeller ise yüksek vergi oranları yüzünden şu anda ithal edilemiyor. Araç LT ve LTZ paketleri altında sunuluyor. Benim incelemiş olduğum araç ise full paket olan LTZ turbo dizel 7 koltukla birlikte gelen Captiva’larda uzunluk 4.6 metre, genişlik 1.8 metre, yükseklik 1.7 metre. Buna karşık 2.7 metrelik dingil mesafesi var.

Araçın bagaj hacmi ise toplam 477 litre iken arka sıra koltuklar açıldığında bagaj hacmi 97 litreye düşüyor. Araç içinde baş yüksekiliği bir metre, bacak boşluğu 1 metre ve omuz mesafesi 1.4 metreye yükseltilmiş. 17-18-19 inch jantları olan aracın yakıt deposu ise 65 litre benzin alıyor. 400 nm’lik başarılı bir torka sahip olan araçta ses yalıtımı da iyileştirilerek eski e kasadaki ses problemi ortadan kaldırılmış. 

Araca tasarım olarak baktığımızda ise önde dikdörtgen farlar bu segmentteki araçlara benzer özellikler sergiliyor ve sert bakışlı geniş ön ızgara logo ile ikiye ayrılarak altta da sis farlarına kadar ulaşıyor. Bu tasarım ve yüksekik de araca heybet katıyor.

Arkada ise beyaz fonla tasarlanmış hafif ledli stop tasarımı tamamlıyor. 184 kmlik maksimum hızı olan 7 koltuklu yeni Captiva, 11 saniyede 0 dan 100’e çıkabiliyor. Araç 2 litre turbo dizel motor ile şehir içinde 9.9 ve şehir dışında 6.5, karmada ise 7.7 litrelik tüketim değerlerine sahip.

6 ileri otomatik vitesli bizim kullandığımız model de araç sarsıntısız hızlanıyor ve yolda kolayca tutunabiliyor. 1900 kg'lik önemli bir ağırlığa sahip olan araç gerçekten yerden yüksek ve kaslı bir görüntüye sahip. Aracın içine geçtiğimizde ise full pakette olan gri tonlu kaliteli deri döşeme grubu bizi karşılıyor.

Vites topuzu üstte ve öndeki gri tonlu parlak işçilik dikkat çekiyor. Yine ön alanda mavi tonlu ışıklandırma ve klimanın konumu ergonomik dururken, ortaya konumlanmış klasik saat çok iyi konumlandırılmış. Ancak bu ölçeklerdeki bir aracın standardında dokunmatik ekran bulunmayışı da handikaplardan bir tanesi. 

 Bildiğiniz gibi yeni teknoloji arabaların hemen hepsinde artık digital ekran bulunuyor. Hatta bırakın dgital ekran bulunmasını, araçlar artık akıllı telefonlarla entegre olma yolunda hızla ilerliyor. Araçta el freni yerine ise park butonu bulunuyor.

Yeni Captiva’daki yeniliklerden bir tanesi de bluetooth bağlantı özelliğinin olması. Ayrıca sunroof, deri döşeme ve ısıtmalı, elektrik ayarlı sürücü koltuğu, otomatik klima, direksiyondan kumandalı müzik sistemi , elektrikli ve ısıtmalı yan aynalar, dikiz aynalarında sinyal, karartmalı iç ve sol dikiz aynası, dikkatimizi çeken diğer özellikler oldu.

7 koltuklu yeni Captiva bu sene geçmiş senelerde göstermiş olduğu performansın çok daha iyisini gösteriyor. Öyle zannediyorum ki yeni Captiva’nın hem satışları daha iyidir hem de kullanıcılar oldukça memnundur araçtan. Yakıt tüketimi yüksek gibi görünse de eski Captiva’ya oranladığımız zaman düşürülmüş durumda.

7 Kişilik Otomobiller Fiyat Listesi


7 koltuklu (MPV) araçların fiyatlarını sizler için derlemeye devam ediyoruz. Listenin zirvesinde daha önce hazırladığımız 7 kişilik otomobiller fiyat listesinde olduğu gibi BMW X5 blunuyor. Listenin en sonunda ise DFM Succe var.

Genel olarak söyleyecek olursak fiyatlar bir miktar artış durumda. Birçok 7 koltuklu araçta fiyatlar 500-3000TL arasında yükselmiş durumda.

Hundai Santa Fe 163.900 TL'den 165.000 TL'ye çıkmış durumda. Benzer şekilde BMW X5 Ford S-Max, Reanaul Grand Scenic, Ford Grand C-Max, Nissan Qashqai 2, Fiat Doblo Panorama, Fiat 500L fiyatları yükselenen araçlar. Chevrolet Captiva ve Renault Grand Scenic'te ise fiyatlar düşmüş durumda. Chevrolet Captiva'da Ekim 2013 fiyat listesi ile karşılaştırdığımızda 1.400 TL ile 9.560 TL arasında fiyat indirimi var.

Marka ModelMinMax
1 BMW X5341.186341.186
2 Hyundai Santa Fe165.000165.000
3 Fiat Freemont 2.0 Multijet AWD Lounge94.650122.550
4 Chevrolet Captiva89.91089.910
5 Seat Alhambra  79.00079.000
6 Ford S-Max84.455124.075
7 Mazda 574.77574.775
8 Renault Grand Scenic71.70077.700
9 Citroen Grand C4 Picasso77.95077.950
10 Opel Zafira Tourer70.10098.251
11 Ford Grand C-Max68.98970.650
12 Nissan Qashqai 267.47085.600
13 Peugeot 500861.43061.430
14 Toyota Verso56.60099.460
15 Fiat Doblo Panorama55.70064.800
16 Dacia Lodgy 1.5 Dci42.59044.700
17 Fiat 500L42.75061.050
18 DFM Succe29.99929.999

Not: Fiyatlar Aralık 2013 itibari ile güncel fiyatlardır.



7 Koltuklu Araçlar Sahibinden

Yeni yıla artık sayılı günler kaldı. Koca bir yılı arkamızda bırakıyoruz. Siz de belki de 2013 yılında yeni bir 7 koltuklu araç sahibi oldunuz, ya da belkide 7 kişilik bir araç sahibi olmayı yeni yıla, 2014'e bıraktınız. Bu ay yani Aralık 2013 itibariyle araçların fiyatlarının en düşük olduğu seviyeler. 2014 ile birlikte fiyatlar yine yüksek seviyelere çıkacak.

7 koltuklu bir  MPV sahibi olmak istiyorsanız şu sıralar en iyi dönem olabilir. Doğal olarak 0 kilometre bir araç almaya düşünmeyebilirsiniz. O zaman da 2. el bir araç almak için internet sitelerinden faydalanabilirsiniz. Yeterli bir bütçe yok ise ilk sahibinden, temiz  2. el bir otomobil pekala tercih edilebilir.

Yeni Aile Otomobili Citroen C4 Picasso

Aile otomobili deyince aklına ne geliyor? Eminim ilk etapta aklınıza sedanlar geliyor. Ama Avrupa'da hayat biraz daha faklı orada aile otomobili deyince akıllara ilk önce gelen station vagonlar, sonuçta büyük ve kullanışlı bir bagaja ihtiyacınız var. 1990'lı yılların ikinci yarısında yepyeni bir sınıf bu fikri de biraz değiştirdi: minivanlar.

Aslına bakılırsa minivanların ilk çıkışı 1983-1984'lere denk geliyor. Üstelik hem Amerika'da hem Avrupa'da aynı zamanda iki farklı van yollara çıkmıştı. Bunlardan bir tanesi Voyager diğeri de Espas yani Renault ve Crysler’den bahsediyoruz. Ancak bu otomobiller oldukça büyüktü, günümüze göre çok büyük değildi ama o yıllara kıyaslandığında neredeyse minibüs büyüklüğündeydi.

Daha sonra compact aileler için compact sınıf mini van düşüncesini Renault ortaya koydu ve ilk nesil Scenic ile bu yolu açtı. Hemen arkasından da diğer markalar da yep yeni modeller ile bu sınıftan yer kapmaya başladı.Bunlardan biri de Citroen.

Citroen C4 Picasso ile gerçekten ilginç tasarımlı bir otomobil ile bu sınıfa deyim yerinde ise rüzgar gibi girdi ve Türkiye’de de bu sınıf içerisinde büyük ilgi gördü. 

Bence aracın 2 tane önemli özelliği var. Bunlardan ilki tasarımı. Çünkü önü ve arkası birbirine o kadar çok benziyordu ki uzaktan profiline baktığınızda aynalar olmasa neresi ön neresi arka anlamak mümkün değildi. İkinci özellik ise elbetteki ismi: dünyaca ünlü ressam Picasso’nun adını taşıyordu.

C4 Picasso’nun burun tasarımı yollardaki en ilginç tasarımlardan bir tanesi, zaten Citroen ilk günden beri ya farklı teknoloji ya da farklı tasarımlar ile hep kendinden söz ettirmeyi başarmış bir marka.  Ve bugün de öyle.

Yeni C4 Picasso bunu sağlayan en önemli tasarım elementi elbette far yapısı. Dikkatli bakarsanız her iki köşede de 3 farklı aydınlatma var. En üstteki far gibi görünse de aslında gündüz farı. Hemen altın da tabi ki farlar var. En altta da sis farları. Gündüz farları gündüz hareket halinde iken otomobile oldukça sinirli bir görünüm veriyor. Bence de çok ilginç üstelik yeni nesil Citroen ızgarasının üst kolunun da bu farın üzerine kadar uzatılması daha şık bir görüntü elde edilmesini sağlıyor. Aslında buna kaş ve göz de diyebilirsiniz.

Citroen C4 Picasso’nun profilinden bahsedecek olursak özellikle boyutlardan bahsetmemiz gerekiyor. Bu otomobilin uzunluğu 4428 mm yani compact sınıf hatchback ve sedan arasında. Aks mesafesi ise 2785 mm. Yani compact sınıftaki bir araç için oldukça uzun. Bu da elbette iç mekanda oldukça geniş bir alanın olduğunun habercisi. Profil tasarımında gerçekten çok fazla detay var. Bunlardan 3 tanesinden bahsetmek istiyorum.

 1. Son derece eğimli olan ön sütun kolu ile ile otomobilin burun yapısı oldukça kısalmış ve kabin de öne doğru çekilmiş gibi görünüyor. Halbuki burada sadece kokpit var. Yani iç mekan kullanımı anlamında pek avantaj sağlamıyor, ama ferahlık sağladığı kesin. 

2.Bu kadar eğimli bir ön sütun da kelebek camını zorunlu kılıyor. Bu kelebek de özellikle sürücünün işini kolaylaştırıyor. Çünkü son derece ince yapılı olan bu iki sütun ve bu kadar büyük bir cam virajlarda çok geniş bir görüş açısı sağlıyor.

          3. Neredeyse bütün cam alanını çepeçevre saran kromajlı çerçeve: Özellikle de C sütunu çevresinde son derece geniş tutulması çok şık görünüyor.

Çok ilginçtir Citroen tasarımcıları burunda son derece cesur davrandıkları halde arkaya doğru geldikçe daha geleneksel bir hale bürünüyor. Arka tasarıma baktığımızda geleneksel otomobillerden bir farkı olmadığını görüyoruz. Yuvarlatılmış hatlar ve bu kadar büyük bir saç alan ve son derece büyük tutulmuş stop lambaları ilk göze çarpan tasarım detayları. Çok az eğimli arka cam ve spoiler de bir hatchback görüntüsünü tamamlıyor.

Bagaj kapağının altında çok önemli bir hacim var, sonuç ta bir aile otomobilinden bahsediyoruz. Hem kullanışlı hem hacimli bagaj her zaman takdir edilir. C4 Picasso da taktir edilmeli çünkü bagaj kapağının altında 537 lt’lik bir hacim var.

C4 Picasso’nun kısa burun yapısında 1,6 litrelik bir turbo dizel yatıyor. Aslında bu motoru çok uzun yıllardan beri hem Citroen hem de Peugeot kullanıyor. Aynı zamanda Ford, Mazda , Volvo gibi markalarda bu motorun ortağı olduğu için birçok farklı modelde de kullanılıyor. 
 Motor yeni nesil eHDi adını taşıyan versiyon. Maksimum gücü 115 beygir.

Gelelim iç mekan tasarımına aynı burun tasarımında olduğu gibi kokpitte gerçekten ilerici bir tasarıma sahip. Kokpit tasarımında temeli oluşturan özellik 2 tane ekran. Üstte ve ortaya yerleştirilmiş şekilde gösterge tablosu bulunuyor. Bu göstergelerin detayına bakacak olursak çünkü gerçekten de büyük bir ekran ile karşılaşıyorsunuz. Aynı son dönemde üst sınıf otomobillerde olduğu gibi. 

Bence işin güzel tarafı kişiselleştirilebilir bir ekran ile karşı karşıya olmamız. 3 farklı şekle çevirebiliyorsunuz ekranı. Yani tamamen grafik tasarımlar değiştirilebiliyor ve bu sırada renklerde değişiyor. Bunlardan bir tanesi geleneksel tarzda oluşturulmuş gösterge tablosu. Burada bildiğimiz tipte analog göstergelerin çizilmiş halleri var. Bunlardan birinin adı kubik diğerininki grafik. Yani aslına bakılırsa isimleri bile bence güzel seçilmiş. Geleneksel olanın adı ise Eliptik

Ekranda bize verilen bilgilere bakacak olursak. Gerçekten çok yoğun bir bilgi bombardımanı var. En üst bölümde saat, yakıt deposu, koltuklarda kimlerin emniyet kemeri takıp takmadığı, müzik sistemi ile bilgi ve dış sıcaklığı görebiliyorsunuz. Hemen altındaki bölümlerde ise motor devri, hız, motor soğutma sıcaklığı vb sizin ihtiyacınız olan kritik göstergeler var. Bununla birlikte yol bilgisayarı bilgilerini de izleyebiliyorsunuz.

Peki bu gösterge tablosunu diğerlerinden ayıran öğeler nelerdir? Eğer burda bir takım değişiklikler yapmak istiyorsanız sadece ekran temasını değiştirmiyorsunuz. Aynı zamanda direksiyonda sol tarafta alttaki bir çevirmeli düğme yardımı ile farklı menülere ulaşıyorsunuz. Ekranın büyük kısmı navigasyon olarak kullanılabiliyor. 

Ya da eğer arzu ederseniz Media’ya basıyorsunuz ve o anda kullandığınız müzik kanalı ya da sistemi ile ilgili bilgileri görüntüleyebiliyorsunuz. Bence buradaki en enterasan mod foto modu. Eğer isterseniz ekranın yaklaşık 2/3’üne istediğiniz bir fotoğrafı görüntüleyebiliyorsunuz. Bu sevdiklerinizin de bir fotoğrafı olabilir ya da çok sevdiğiniz bir görselin de.

Orta konsolda çok fazla bir büyüme yok, en azından görünürde yok. Çünkü temel olarak neredeyse bütün sistemlerin kumandaları renkli ve dokunmatik ekrana yüklenmiş. Sadece son dönemde çok sık karşılaşmaya başladığımız şekilde ekranın iki yanına dokunmatik bir takım düğmeler eklenmiş. Böylece ana menülere buradan kolayca ulaşılıyor. Örneğin müzik sistemine yada klima sistemine gibi. Bu düğmeye bastıktan sonra bütün diğer ayarları ekranın üzerindeki dokunmatik alanlarla yapıyorsunuz.

Birazda direksiyon simidinden bahsedelim. Açıkcası Citroen hep direksiyon simitleri ile adından söz ettirmiş bir markadır. Bunu hatırlatmakta fayda var. Çünkü 1950-60’lı yıllarda sadece tek bir kola bağlı direksiyon simidi ile ünlü olmuştu. Daha sonra yani 2000’li yıllarda ise direksiyon simidinin göbeği sabit ama simit döner vaziyette karşımıza çıktı. Şimdi ise aslında geleneksel bir direksiyon simidi var ama üzerinde o kadar çok düğme var ki, aklınızın karışmaması çok güç. 16 farklı kumada var direksiyonun üzerinde üstelik bunlardan 4 tanesi döndürülerek kullanılıyor. Yani aslında oldukça karmaşık bir durum.

C4 Picasso’nun bence en ilginç donanımlarından bir tanesi tavanda. Cam tavandan bahsetmiyorum, o zaten artık sıkça karşılaştığımız bir özellik. Çok az sayıda bir otomobil kaydırılabilir ön tavan yapısı sunuyor. Bu sistem sayesinde cam neredeyse baş hizasına kadar ilerliyor. Dolayısı ile son derece aydınlık bir alanda seyahat etmek mümkün olabiliyor.

C4 Picasso Citroen ve Peugeot'nun oluşturduğu PSA grubunda yeni EMP 2 platformunu kullan ilk otomobil ünvanını taşıyor. BU platformda neler değiştiğinde farklı otomobiller üretebiliyorsunuz: Öncelikle platformun ön tarafı sabit yani tüm otomobillerde ön taraf çok küçük değişiklerle (örneğin diz açıklığı) aynen kullanılabiliyor. Arka taraf da değiştirilebiliyor. Örneğin arka tarafa çok fonksiyonlu bir süspansiyon takılabilir. Ya da 4 tekerlekten çekiş sistemi eklenebiliyor. Yani araç çok amaçlı olarak alt sınıftan üst sınıfa ya da önden çekişten 4x4’e geçiş yapabiliyor.

Peki bu PSA platformu C4 Picasso’da neler hissettiriyor. Öncelikle eski nesil ile kıyasladığımız zaman yol tutunma anlamında ve konfor anlamında oldukça ileriye gittiğini söyleyebiliriz. 

Üstelik genelde Peugeot ve Citroen’de süspansiyonun sertliği ile ilgili çok tipik bir yaklaşım ile karşılaşırdık hep; örneğin karoser çok fazla yatardı ancak darbeler çok sert bir şekilde karşılanırdı ve özellikle arka süspansiyon çok gürültülü çalışırdı. 

C4 Picasso’da bunlar önemli ölçüde giderilmiş. Hem karoser çok fazla yatmıyor hem de darbeler eskisine göre daha yumuşak fakat daha iyi karşılanıyor.

Bu arada direksiyon sistemi de eskisine göre çok daha iyi çalışıyor. Hem ağırlığı iyi ayarlanmış hem de istediğiniz tepkileri gerçekten yeterince hızlı ve net veriyor.

Motor ve şanzumanda ise çok önemli bir yenilik yok. Motor daha önceden bildiğimiz 1.6 eHDi motor. Bu turbo dizel uzun yıllardan beri geliştirilerek birçok farklı markada kullanılıyor ve bu sınıfın içerisinde başarılı motorlardan bir tanesi. Özellikle "e" takısını aldıktan sonra yakıt tüketimi çok aşağılara geriledi. 

Şanzuman ise PSA grubunun uzun zamandır kullandığı otomatikleştirilmiş bir mauel şanzuman. 6 ileri olan bu şanzuman biraz daha geliştirildi eskisine göre bazı yerlerdeki tereddütleri azaltıldı ve geçişleri biraz daha hızlı hale getirildi.

Performans noktasına geldiğimizde C4 Picasso zaten kendi sınıfında kendini kanıtlamış bir araç. Bu hacim sınıfında çok daha fazlasını beklemek haksızlık olur. Üstelik 1500 devir civarında gelen yüksek çekiç gücü gerçekten etkileyici ve iri karoseri çok rahat ilerletiyor.  Ama bu arada EMP 2 platformu sayesinde bir önceki versiyona göre daha hafif olduğunu söylememiz gerekiyor.  Bu sayede hem performansa önemli bir katkı sağlanıyor hem de tabi ki yakıt tüketimine.

Gelelim en kritik noktaya, yakıt tüketimine. Çok şaşırmaya gerek yok bu motor hem makul performansı hem de düşük yakıt tüketimi ile zaten farklı modellerde yıllardır kullanılıyor. Bu motor ve şanzuman ikilisi ile İstanbul’da sıkışık şehir içi kullanımı dahil olmak üzere 100 km’de 6,5 litre yakıyor ve 2 farklı güzargahta aracı kullandığımız için şehir dışında da aracın ne kadar yaktığını ölçme imkanımız oldu. Araç şehir dışı ortalama 100 km’de 4,9 litre yakıyor. Gerçekten çok başarılı.

Fren sistemi ile ilgili olarak ise bir eleştirimiz olacak.  Durdurma ve yavaşlatma konusunda bir itirazım yok ama Dozlama konusunda biraz daha iyi olabilirdi. Fren pedalına ilk bastığınızda çok az bir yavaşlama hissediyorsunuz ama birkaç santim daha pedalı ittirdiğinizde bir anda yavaşlama çok güçlü hale gelmeye başlıyor. Yani daha iyi dağıtılmış bir dozajın tercih ederdim doğrusu.

C4 Picasso’da en çok beğendiğimiz şey geniş görüş alanı oldu. Tasarımda bahsederken değinmiştik, çok fazla cam alanı ve özellikle sütunların yapısı sayesinde gerçekten son derece ferah bir otomobil içerisinde seyahat ediyorsunuz. Kendinizi neredeyse akvaryumun içeymiş gibi hissediyorsunuz. Ve bu da her şartta trafiği izleyebilmenizi sağlıyor.

Sonuç olarak; C4 Picasso hem ilginç tasarımı hem de kullanışlılık özellikleri ile kendi sınıfında farklı bir noktaya oturuyor. Eğer geniş bir aile iseniz ya da hobileriniz varsa yani arka koltuklar ve bagajlar  ile birlikte farklı kullanışlılık özellikleri arıyorsanız, bununla birlikte düşük yakıt tüketimi de sizin için önemli ise C4 Picasso’yu kesinlikle öneriyorum. Ayrıca Citroen'in Grand C4 Picasso adı ile 7 koltuklu versiyonu da bulunuyor. 

Bir yazımızın daha sonuna geldik görüş ve önerileriniz için aşağıdaki yorum kısmını kullanabilrsiniz....



7 Koltuklu Citroen C4 Picasso Tanıtım Filmi

Belki televizyonlarda görmüşsünüzdür, son günlerde Citroen C4 Picasso'nun reklam filmi yayınlanıyor. Türkçe yayınlanan reklam filmini bulamadım ama farklı bir  C4 Picasso reklam filmi buldum, onu sizlerle paylaşmak istedim. iyi seyirler... -----------------------------------